1 Ekim 2017 Pazar

SERİ İNCELEMESİ Efsane Serisi- Marie Lu



Okumakta çok geç kaldığımı düşündüğüm 3 kitaplık harika bir serinin incelemesi ile  geldim.
Aslında bu seriyi çıktığı ilk zamanlarda müthiş kapağı ve ilgi çekici konusu üzerine hemen temin etmiştim.  1 yıldan fazladır kitaplığımda okunmayı bekliyordu. Keşke bu kadar bekletmemiş olsaydım.  Fakat şartlar böyle gelişti. ''ARTIK OKUMALIYIM'' diyerek  Eylül'ün ilk günlerinde  okumaya başladım.  İçimden bir ses  beğeneceğimi söylüyordu, yanılmadı.






          Efsane: 4.5/5
          Deha: 4.5/5 
         Şampiyon: 5/5









Gelelim kitap kitap incelemeye;



Serinin ilk kitabı EFSANE hakkındaki düşüncelerimden kısaca  bahsedelim.





1 oturuşta okunacak derecede akıcı okuyucuyu içine çeken bir anlatımı vardı. Ben 3 oturuşta okudum.  Kitap 350 sayfa falandı lakin sanki 100 sayfaymış gibi hemen bitti. "Noldu ya? Bitti mi ' falan oldum. Diğer distopyalardan ayıran bir şeyler yoktu kitapta bu da biraz klişeleştiriyor evet ama diğer distopyalardan çok daha akıcıydı. Kitapta olaylar ne hızlı ne yavaş, tam kararında gelişti. Tam olması gerektiği gibi yazılmıştı. Ama sonu bana çok klasik geldi. Biraz daha etkileyici bir sonla mükemmel olabilirdi. Beklenen son değil de şaşırtan bir son isterdim. Bunun dışında iyiydi.





Gelelim serimizin ikinci kitabı olan
DEHA'ya.



Cumhuriyetin gözde Dehası June  ve Cumhuriyetin en çok aranan suçlusu Day artık birlikteydi. 2 Dehanın maceralarını okumak baya etkileyiciydi. İlk kitaptan 0,5 puan kırmıştım. Sebebi sonunun daha etkileyici olması gerektiğini, bu sonun o kitaba basit kaçtığını düşünmemdi. Bu kitapta o puanı kırmamın sebebinin sonuyla alakası yoktu. aksine sonu olabileceğinin en iyisiydi. 200'lü sayfaların sonundan itibaren nefessiz okudum.  Olaylar bir anda öyle etkileyici bir hale geldi ki bir sonraki cümleyi merak ederek okudum. İlk kitapta beni pek etkilemeyen Kaide tam bir kahraman olmuştu. Ona olanlar ağlattı. Aden'in iyi biri çıkacağını baştan beri tahmin ediyordum ama acaba yazar bir ters köşe yapar mı diye de bekliyordum. Olmadı, Aden harika bir detaysın. Uzun uzun sonundan bahsetmek istiyorum fakat spoi de vermek istemem ama şunu söyleyebilirim, okuduğum distopya kitapları içinde en duygusal sondu. Day ve June arasındaki son sohbet beni etkiledi ve ağlattı.

Neyse uzatmadan 3. ve son kitap Şampiyon'a gelelim.




Açıkçası ara vermeden ve araya herhangi bi kitap sokmadan direkt okumam yüzünden 3. kitap biraz baydı ama bunun benden kaynaklı olduğunu düşündüm. Olayların işleyişi, giriş, gelişme ve sonuç yerli yerindeydi. Kitabın sonunu da beğenince haliyle bir puan kırmadım. Etkileyici macera dolu ve sonuyla da 'VAY BEE' dedirten bir veda kitabıydı. Zorlama değildi.  Bu yüzden dört dörtlük olduğunu düşündüm. Uzatmadan birkaç alıntı ile yazıma son vermek istiyorum.

                                                 


                                                                       ALINTILAR  



"Sen de beni bırakmayacaksın değil mi? Annem ile babamdan daha uzun süre yanımda olacaksın değil mi?"
Metias alnımdan öptü. "Sonsuza kadar çocuk, beni görmekten bıkana kadar."




''Anden Cumhuriyetin en güçlü adamı olabilirdi...
Ancak Day üzerindeki giysiler ve gözlerindeki samimiyetinden başka hiçbir şeyi olmayan bu sokak çocuğu kalbimin tek sahibiydi.''




"Her gün yeni bir yirmi dört saat demek. Her yeni gün her şeyin tekrar mümkün olması demek. Anın içinde yaşıyorsun, anın içinde ölüyorsun, geçmişi ya da geleceği düşünmeden. "Vagonun açık kapısından karanlık su şeritlerinin dünyayı örttüğü yere doğru baktı. "Işıkta yürümeye çalışıyorsun."


"İlk volkanik patlamalardan sonra," demişti, "gökyüzünden aylarca beyaz kül yağdı. Ölüler ve ölmekte olanlar bu külle kaplanmıştı. İşte bu yüzden beyaz giymek, ölüleri anmak anlamına geliyor."



''Başka bir deyişle, Cumhuriyet'in benim neye benzediğim hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Genç olduğum ve parmak izimi taradıklarında veri tabanlarından eşleşen bir sonuç bulamamaları dışında hakkımda hiçbir şey bilmiyor gibi görünüyorlardı. İşte bu yüzden benden nefret ediyorlardı, işte bu yüzden ben ülkedeki en tehlikeli değil, en çok aranan suçluydum.''





Buraya kadar okuduysanız çok teşekkür ederim. Umarım nu yazıda aradığınızı bulmuşsunuzdur. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere. Kitapla kalın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İRENA SENDLER'İN YILDÖNÜMÜ ANISINA

BİR KADIN DÜŞÜNÜN 2. DÜNYA SAVAŞI - NAZİLERİN YAHUDİ SOYKIRIMI YAPTIĞI SIRADA CANINI HİÇE SAYIP 2500 YAHUDİ ÇOCUĞUNUN HAYATINI KURTAR...